23 Haziran 2011 Perşembe

OKUYALIM, ‘MUZIRLANALIM’! (*)
ALİ BULUNMAZ

Beat Kuşağı, “ahlaksız” insanlardan oluşan bir hareketi simgeliyor. Hiç kimse “normal” şeyler yazmasını beklememeliydi onlardan, zaten öyle de oldu. “Neden?” diye soranlara, “normal”e karşı çıkma; dayatılan ve kan kokan konformist düzeni benimsememe, cetvelle çizilen sınır ve kuralları kabul etmedeki “beceriksizlik” sıralanabilir.

Böylece haybeye yazıp çizmedikleri ortaya çıkıyor. Günün birinde şaka gibi gerekçelerle, üstelik topraklarından hayli uzakta yargılanacakları söylense ne derlerdi acaba? “Muzır” bulunup “toplumun ar ve hayâ duygularını incitmekle suçlanan” Beatler, zamanında kendilerini tu kaka etmeye uğraşan ahlak kumkumalarına gereken dersi vermişti.

Onları “ahlaka mugayir” diye yaftalayanların cesaretini toplayıp az geriye bakması zorunlu. Baktıklarında, görebilirlerse pek çok isimle karşılaşacaklar. O zaman da kafalarında bir soru canlanacak: Kim bu Beat Kuşağı? Bunlar ne yapmaya çalıştı?

“MUZIR” DEĞİL MUZİP
Beat Kuşağı Antolojisi, ahlak mühendisliğine soyunanlara neyi anlamadıklarını gösterme babında ilginç bir kaynak; hem işi kolaylaştırabilecek hem de yazılıp çizilenlerden örneklerle sıkı eleştirel bakış açısını yansıtarak onları suçlayanları darlayabilecek nitelikte.

“Kendi duvarlarına baskı uygulayan” ya da yeri geldiğinde meteliğe kurşun atarken bahse giren Beatler, kimliklerinin anlamını da böyle örmüştü. “Uslu” çocukların karşısına dikilmeyi görev bilip alicengiz oyunları karşısında olduğu gibi; kendinden ödün vermeden duran tiplerdi. Kayıp Kuşak’tan ayrıldıkları nokta da buydu: Antoloji’nin tamamına bakıldığında, kaybetmişliği ya da mahrumiyeti kabullenme değil, rasgele veya içten geldiği gibi yaşayarak karşı çıkma dürtüsünün baskınlığı göze çarpar. Bu anlamda hareketsizleri, kanı donmuşları veya düzeni içselleştirenleri rahatsız ederler. Beat Kuşağı, yeri gelir ağzını bozar, bazen üstünüze yürür ve sizi tepeler, ara sıra da aynaya bakmanızı sağlar. Ama tüm bunları fikir kavgasına tutuşarak ya da fikirlerle eğlenerek yaparlar. Söz konusu eylem, arayışlarının ürünü. Eh, bu da “suçsa”, “suçlular” elbet!

Yeni isyan çağının kapısını aralayan Beat Kuşağı’nı “muzırlıkla” suçlayanlar, onların muzipliğini ya da “kaçık bilgeliğini” süzememiş. Peki, bu kaçık bilgeler kim? Antoloji’de “Halis Beat Kuşağı”nı William S. Burroughs, Jack Kerouac ve Allen Ginsberg temsil ediyor. Onlara bir bakıma merkez komite veya matruşkanın çekirdeği demek de mümkün.

Sonrasında bir dallanıp budaklanma göze çarpıyor: Örneğin “Frisco Arsları” Peter Orlovsky, Lawrence Ferlinghetti, Gary Snyder, Richard Brautigan ve elbette Gregory Corso geliyor. “San Francisco Rönesansçıları”, “Black Mountain Ekolü”, “New York Okulu”yla “Haight-Ashbury Tayfası ve Aktivist Kuşağı”nı (Frank O’Hara, Charles Olson, Ed Sanders, Robert Duncan, Philip Whalen ve diğerlerini) da sıralamalı.

Bir de Beat Kuşağı’nın kadın şairleri var ki, aralarında Lenore Kandel, Brenda Frazer, Denise Levertov, Diane di Prima, Anne Waldman, Jan Kerouac, Carolyn Cassamdy, Joyce Johnson ve Hettie Jones bulunuyor. Tüm bu isimler, kimin Beat Kuşağı’nda yer alıp almadığını da gösteriyor aslında.

YAŞASIN HAYALGÜCÜ!
San Francisco’dan yola koyulup pek çok mekânda önümüze çıkan Beat Kuşağı, sunulan kalıp “özgürlüğe” yüz çeviren, taşmalar yaşayan ve yaşatan, duygu bozukluklarını su yüzüne çıkaran, beş parasız kalmayı dert etmeyen ve yeraltında gezinen bir hareket.

Hayalgücü eksikliğine fazlasıyla gıcık olan bir akım bu. Diane di Prima’nın “tek savaş, hayal gücüne karşı savaştır” dizesindeki savaş açılan taraftalar. Kim bilir, “muzır” bulunuşlarının nedeni de aynıdır, olamaz mı?

Beat Kuşağı’nın kirli oyunları yüzünden politikacılarla sürtüştüğü düşünülürse, kendilerini nerede konumlandırdığı; devlet tarafından sindirilmeye yanaşmadığı da anlaşılır. Bunu, Burroughs’un “politikacılar sadece bir kez gerçeği söylesinler ve sonsuza dek çenelerini kapasınlar” cümlesinde yakalayabiliyoruz.

Beat Kuşağı Antolojisi’nin sayfalarında beyninizi haşlarken “düzen”in karşısına pervasızca dikilen insanlarla yüzleşiyorsunuz: Yargılanırken yargılayan ve çıkıntılıklarıyla salaklığa bayrak açma cesaretini yüklenen bir sürü isim…

Hâlâ anlamamakta direnenler ve Beat Kuşağı’nı şekle sokmaya uğraşanlar için Antoloji’de “can sıkıcı” bilgiler ve örnekler konuşlanmış. Okuyalım, “muzırlanalım.” İyi yolculuklar…

Beat Kuşağı Antolojisi/ Yayıma Hazırlayan: Şenol Erdoğan/ Sel Yayıncılık, Altıkırkbeş Yayın/ 432 s.

(*) Cumhuriyet Kitap, 23.06.2011

Hiç yorum yok: