6 Ocak 2011 Perşembe

MUKADDES MÜSELLES (*)
ALi BULUNMAZ

Bugünlerde geometri kavramları epey revaçta. Teğet, bunlardan biri. Hamdolsun (!) teğet geçen krizler sayesinde geometri kavramlarına ilgimiz arttı. Ama hiçbir terim üçgenin yerini tutamaz. Bir ara siyaset-tarikat-ticaret üçgeninden söz açılırdı, gerçi hâlâ var. Şimdi medya da iyiden iyiye bu işin içine katıldı.

Anıl Ural’ın kitabı Medya-Sermaye-Siyaset Üçgeni. Yazarın da belirttiği üzere bu mukaddes müsellesin amacı öbürlerindekine benzer biçimde “çıkar sağlamak”; bireyi hedef seçip, hatta yönlendirip şekillendirmek.

Kitap, konuyu tarihsel, (sosyal psikolojiyi merkeze alarak) psikolojik ve teknolojik bağlamda ele alıyor. Özgürlük ve özgünlük yerine bağımlılık “ilkesinin” tercih edildiği bu ilişkide medyanın, siyaset ve ticaret birlikteliğiyle “toplumun yararına olmayacak şekilde” serpilebileceği vurgulanıyor. Eh, ne de olsa neo-liberalizm bunu istiyor, öyle değil mi?

Kamuoyu kavramının “kamu”sunu geçip “oyu”na odaklanılınca, medyanın rolü ve önemi artıyor elbette. Ural’ın kitabında bunu örnekleriyle bulmak mümkün.

Bilgilendirmek ve araştırmak yerine yönlendirmeye ağırlık verilince, bir de bu tavır küreselleşince işin şirazesinin nasıl kaydığı daha arı biçimde görülüyor. Haliyle “satma” ve “satılma” gibi nitelemelerin de önü açılıyor. Kitabın alt başlığının “Satılık Medya” olmasına şaşırmıyoruz o zaman.

“İnsanlara istediğini veren” medyanın, siyaset ve ticaretle kol kola girmesi garipsenecek bir davranış değil artık. Bu, Türkiye’de de böyle dünyada da. Ural’ın belirlemesine kulak kabartalım: “Medya, sermayenin ihtiyacı olan ve manipülasyonla şartlandırılan tüketiciyi yaratır. Bunun dışında, iktidarın ihtiyaç duyduğu, düşünmeye zaman ayırmadan yaşayan insanı yaratmak gibi bir işlevi de var.”

Siyaset-sermaye-medya üçgeninin Ural’ın deyişiyle, her yerde “bireyler kalabalığı” var etmeye çabaladığı düşünülürse, bu toplamın tüketerek “yaşayan” kuru bir kalabalık olduğu da görülebilir.

İktidarların sıcak yüzüne yüz veren ve sermayenin bahçesinde oynayan medya nedeniyle özgür basının arkasından bir bardak soğuk su içmeli. Peki, bu dönüşüme direnmek mümkün mü? Evet ama öncelikle buna açık zihinler gerekiyor; Anıl Ural’ın Medya-Sermaye-Siyaset Üçgeni adlı kitabı, sorunu belirleyip ona nasıl çözüm üretilebileceğini göstermeye çabalıyor bir bakıma.

Medya-Sermaye-Siyaset Üçgeni/ Anıl Ural/ Siyah Beyaz Yayınevi/ 368 s.

(*) Cumhuriyet Kitap, 06.01.2011

Hiç yorum yok: